Celî sülüste ve tuğrada yaptığı inkılâpla, mektep sahibi olan Mustafa Rakım, bunu sağlayabilmek için uzun süre Hafız Osman yazıları üzerinde çalışmıştır.1 Râkım῾ın yazı sanatındaki yeri değerlendirilirken üç hususa dikkat çekilir.
- Celî sülüs harflerinin estetiğinde sağladığı başarı
- Celî sülüs῾ün istifinde sağladığı ahenk
- Tuğra ölçülerinde yaptığı estetik yenilik2
Râkım῾ın yaptığı bu değişiklik ve yenilikler "inkılâp" kelimesi ile ifade edilmiştir.3 Celî sülüs ve tuğra, Râkım῾ın yaptığı büyük değişim sebebiyle "Rakım öncesi-Râkım sonrası" şeklinde bir ayırıma tâbi tutulmuştur.4 Celî sülüste geçmiş bütün üslupları silen Rakım mektebi, Sami Efendi῾de kemâl noktasını bulmuştur.5 Sert ve durgun bir üslûba sahip olan Mahmud Celâleddin mektebi, bu özelliğinden dolayı Rakım mektebi karşısında tutunamamıştır.6
Sanat hayatında devamlı arayış ve yenilik içinde olan, serbest nükteleriyle bunu yazılarında gösteren Rakım, yeni ortaya koyduğu celî üslûbunu ancak, ağabeyi ve hocası olan İsmail Zühdî῾nin vefatından sonra ortaya çıkarmıştır.7 Râkım῾ın eserleri kronolojik olarak tasnif edildiği zaman durum açıkça görülebilir. Ağabeyinin vefatından sonra, Rakım celîsinde hızlı bir gelişme görülür.
Mustafa Rakım, celîden başka padişah tuğralarını da hat ve şekil yönünden ıslah ederek, bu konuda da "inkılâp" yapmıştır. Tuğranın harflerine kalem hakkını vererek ıslah etmiş, kürsü kısmında istifi yeniden tertip ederek kürsüye tok bir görünüm kazandırmıştır.
Râkım῾ın, sanattaki kudretini ve yerini şu hüküm çok güzel özetlemektedir: "Yalnız şu kadarını söyleyelim ki bir Sinan, Türk mimarlığında, Michelange, heykeltraşlıkta ne yapmışsa, daha ziyâdesini Rakım yazıda yapmıştır.8 Titiz bir sanatkâr olan Rakım, yaptığı her şeyi düşünerek ve hesap ederek yapmıştır. Bu kudretteki eserler de ancak böyle meydana getirilebilir.9
Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi῾nde bulunan10 ve Sultan Mahmud῾a hitaben yazıldığı anlaşılan bir arîzada, Mustafa Râkım῾ın sanat kudreti şu şekilde anlatılmaktadır:
"Benim Efendim,
Buyurmuşsunuz ki, yazılarını Mustafa Rakım hazretleri gibi yazsın. Ayâ, cihanda anın mislini yazan gelmiş midir ki bu fakîr yazabileyim? Kendi mikdârımca yazabildiğim bu kadardır. Vâzıulasl Hamdullah Efendi ve Hafız Osman Efendi῾nin ahsen olan murakkâtından yazıp ve onlardan da en güzel harflerini intihâb ederek bu üslûba eriştirmiştir ve hatt-ı müselsel olarak müfredat hurûfu muttasılan bir Murakkaa yazmışlardır ki, sâlifuzzikr üstâdân görseler pesend edip, alnından bûs ederlerdi. Yazdığı yazılarda sülüs kaleminden itibaren bir karışa kadar bir kalemle yazı yazsa hüsnünü muhafaza ederdi. Bütün esrâr-ı hatta vakıf olup, Rabb-ı Bedîin yedinde ihsan eylediği perkâr-ı kudretini bir kuluna bahş etmiş değildir. Bundan böyle de gerçi tecelliyât-ı ilâhiyesi mahdûd olmamakla beraber böyle bir zâtın âlem-i hatta yetişmesine imkân göremem. Bu sözüme Fatih῾de, Cihangir11 ve Tophane῾de yazdığı celî yazılar bürhân-ı celîdir ki, kıyamete değin mislini kimse vücûda getiremeyecektir. Kaldı ki, bu abd-i fakîr pergâr-şinaslık῾da olan mahareti de inzimam ederek istif meselesini de bir hatt-ı mustakîme irca῾ ile üst ve altını mıstara yerleştirmiştir. Şi῾r u inşâ ve kitabet-i cedîdede yed-i tûlâsı cümlenin müsellemidir. Rahmetullâh-i aleyhi rahmeten vâsiaten."
"Ilm-i hattın sır olan bekaretini
Fâş edip celîle gösterdi."
Bu arîzada, Rakım῾ın sanat kudreti, güzel tespitlerle ortaya konmuştur. Bunlar sırasıyla; Rakım῾ın, Şeyh Hamdullah ve Hafız Osman῾ın sülüs harflerinden seçmeler yaparak, celîde bir üslup oluşturması, bu üstadların sülüs harflerindeki canlılığı celî harflerine tatbik etmesidir. Arîzada, istife getirdiği yeniliğe de işaret edilmiştir. Rakım῾ın müselsel12 olarak yazdığı hurufat meşkine işaret edildikten başka, hat sanatında böyle bir zatın yetişmeyeceği belirtilmiştir ki, bu konu ile ilgili olarak, hattat Sami Efendi; "Rakım geçilemez, onu geçmek isteyen geri döner!" demek suretiyle Râkım῾ın büyüklüğünü ifade etmeye çalışmıştır.13
Râkım῾ın celî sülüs yazısındaki estetik güzelliklerin açıkça görülebilmesi için daha önce ortaya konan örneklere bakılması, Osmanlı dönemi örneklerinin ise dikkatle incelenmesi gereklidir. Bu konuda kısa bir karşılaştırma Rakım celisinin azametini ve farkını ortaya koyacaktır. Râkım῾da önce harfler yapı olarak gelişmiş ve güzelleşmiş, daha sonra da istifteki yerlerine en güzel şekilde oturmuşlardır.
Dipnotlar
- Alparslan, Ünlü Türk Hattatları, 90; M. Rakım Dosyası, Derman Arşivi,
Dosyada Necmeddin OKYAY῾dan naklen şöyle bir not mevcut "Bir defaya
mahsus olmak üzere, mahalle mektebinde ilk yazı gösterdiğim Ahmed
Cenâb Beyin elinde bir (Hafız Osman Murakkaa῾sı) vardı. Takdîr-i ilâhî ile
onu bana bir aralık sattı. Çıkartmış olduğum (Mustafa Râkım῾a ait)
fotoğraflarla bunu bir de karşılaştırdım ki, Rakım bu murakkaadan
çalışarak tirfilin açık yerini dahi aynen taklit etmiş. Hakkı Bey bize gelmişti.
Bir tatbikat yaptık, hayretlere gark oldu. Sonra Emîn (Yazıcı) ve biraderi
Ömer (Vasfi) Efendi῾ye bu murakkaı aldım götürdüm. Fotoğrafları çıkarıp
karşılaştırdılar. Rakım Efendi῾nin yazıyı Hafız Osman῾ın bu meşkinden
yazdığını görünce, ondan sonra Hafız Osman Efendi῾ye ehemmiyet
vermeye başladılar."
- Alparslan, İslâm Tarihi, 491- 492.
- İsmail Hakkı BALTACIOGLU, Sanat, Suhulet Kütüphanesi, 1934, İstanbul,
s. 64; Derman, İKMHS, 34; Alparslan, İslâm Tarihi, XIV, 492.
- Derman, Ä°KMHS, 35.
- Derman, TA XIX, 58.
- Derman, İKMHS, 35; Başlangıçta Sultan Abdülmecidin tesiriyle, Mahmûd
Celâleddin mektebine tabi olan Kadıasker Mustafa İzzet Efendi, bir gün
talebesi Muhsinzâde Abdullah Bey῾e, "Abdullah Bey, Abdullah Bey!
Gidilecek yol Rakım yoluymuş, biz bunu anlamakta niye gecikmişiz?"
demiştir. (Derman, Sabancı Koleksiyonu, 120)
- Derman, Türk Hat Sanatının Şaheserleri, Lv. 22; Sami Efendi bu konuda, "Üstada tazim böyle olur. Bulmuş olduğu şiveyi, olur ki gücenir diye
hocası ölünceye kadar meydana koymamıştır. Ondan sonra bulmuş
olduğu yolu yürütmüştür" demiştir. (M. Rakım Dosyası, Derman Arşivi).
- İsmail Hakkı BALTACIOĞLU, "Türk Yazılarının Tetkikine Medhal", Darü῾l-Fünûn İlahiyat Fakültesi Mecmuası, sy. 5-6 (Haziran, 1927), s. 30.
- Ünver, Tarih Dünyası, 275.
- Bu ariza TSMA.E. 1193, numarada olup 24.5 x 12 cm. ölçülerinde ve krem
rengi Alikurna kağıdına yazılmıştır.
- 1290/1873 yılında yanan eski Cihangir Camii῾nde Râkım῾ın celî sülüs bir
kuşağı mevcut idi. TİEM῾deki Rakım Efendi῾nin kuşak yazı kalıpları tasnif
edildiğinde, bu yazının 2646 Envanter numaralı Mülk suresi yazısı
olabileceği kanaatine varılmıştır. Konu ile ilgili daha geniş bilgi için bkz.
Süleyman BERK, "Cihangir Camisi Yazıları", AD Art Dekor, sy. 89 (Ağustos
2000), s. 156-164.
- Bu müselsel hurufat meşkinin iki kıtası bugün, Emin Barın koleksiyonundadır.
Bu meşklerle alâkalı olarak bkz. Derman, Türk Hat Sanatının Şaheserleri,
Lv. 30; a. mlf., İKMHS, 205; Berk, Hattat Mustafa Rakım Efendi, 64.
- M. Uğur DERMAN, "Büyük Bir Hat Sanatkârımız: Sami Efendi" Hayat Tarih
Mecmuası, 5 (Haziran, 1969), s. 7.
Kaynak: Hat Sanatı, Tarih Malzeme ve Örnekler, Dr. Süleyman Berk, İSMEK Yayını
|