Emeviler῾in sonu ve Abbâsîler῾in başlarında kaynakların bahsettiği iki önemli sanatkâr, yazıyı Kutbe῾nin başlattığı yönde geliştirmişlerdir. Bunlardan biri ez-Zahhak b. Aclân diğeri ise, İshak b. Hammad el-Kâtip῾tir.1 Abbâsîler῾in ilk devrinde yaşayan meşhur vezir ve aynı zamanda hattat olan Ebû Ali Muhammed b. Ali (İbn Mukle) (ö. 328/940), o zamana kadar uzun tecrübe ve arayışlarla elde edilen harf şekillerini belli ölçülere bağladı.2 Artık kûfînin etkisinden kurtulup, aklâm-ı sitteye dönmeye başlayan yazıya yeni bir şekil verdi. Bunda sahip olduğu hendese bilgisinin de etkisi vardır.3 Yazıyı düzene koyarken nokta, elif ve daireyi ölçü olarak aldı.4 Noktayı harflerin boyu, elifi dik harflerin boyu, daireyi ise çanak şeklindeki harflerin genişliği için ölçü olarak koydu. Böylece aklâm-ı sitteyi ölçü içerisine alıp düzene soktu. İbn-i Mukle kalem-i tûmâr-ı kûfi῾den bahsetmiştir ki, kendi ifadesiyle bu hat cinsi harflerinde yuvarlaklık olmayan, tamamen düz hatlardan meydana gelen kufidir.5 Bu hat daha sonra ma῾kılî olarak isimlendirilmiştir.
İbn Mukle῾den bir asır sonra gelen ve onun mektebinin ikinci merhalesini temsil eden İbnü῾l-Bevvâb (ö. 413/1022), Ibn Mukle῾nin seviyesine ulaşmak için, yıllarca onun yazılarını inceledi ve taklit etti; İbn Mukle yazısını geliştirdi ve güzelleştirdi.6 Merhum Nihad M. Çetin῾in ifadesiyle; ‴... benzerleri arasında ortak hususiyetleri en bariz şekilde taşıyan hat üsluplarını seçti ve çok muhtelif kanallarına yöneltti.‴7 İbn Mukle ve İbnu῾l-Bevvâb῾ın celil yazısına örnek elimizde olmamakla birlikte, İbnu῾l-Bevvâb yolunda yazılmış celil bir yazı örneği mevcuttur.
İbnü῾l-Bevvâb῾dan iki asır sonra, Ebu῾l-Mecd Cemâleddin Yâkût b. Abdullah el-Musta῾simî (ö. 698/1298), yazıya yeni bir nefes verdi.8 Yakut uzun süre İbn Mukle ve İbn Bevvâb῾ın yazılarını inceleyerek, yazıda yeni bir tavır ortaya koymuştur.9 Onun sayesinde aklâm-ı sittenin kaideleri daha bir belirginleşerek, yazı güzelleşmiştir.10
Yakut῾un yaptığı en büyük değişiklik, o güne kadar düz kesilen kalemin ağzını eğri kesmesi ve eğimini artırmasıdır.11 Daha önce de belirtildiği gibi Yakut, İbn Mukle ve İbn Bevvâb yazılarından istifade etmiş, onların kaidelerine bağlı kalmışsa da daha çok İbn Bevvâb῾ın yazılarına zarâfet kazandırıp, bir üslup meydana getirmiştir.12 Yakut῾un bilhassa muhakkak ve reyhânîde ortaya koyduğu estetik kurallar, ahenk ve nispet Osmanlı hat mektebinin doğuşuna kadar İslâm âleminde ideal örnekler olarak kabul edilmiştir. Mustakimzâde, Yakut῾un Kıbletü῾l-Küttab (yazıcıların öncüsü) diye şöhret bulduğunu kaydeder.13 Abbâsîler῾in siyasi hayatlarının bitişi ve Yakut῾un vefatından sonra Bağdat, sanat merkezi olma özelliğini kaybetmiş, yerini önce Kâhire῾ye daha sonra İstanbul῾a bırakmıştır.14
Fâtımîler döneminde kûfî yazının celil örnekleri kullanılmıştır. Bu dönemde celil yazının kullanımında zeminde çiçek ve rûmî motifler bulunmaktadır. El-Hakim Camii, el-Ezher Camii harim duvarı, el-Akmer Camii῾nde bu örnekler görülebilir. Bu dönemden Halife el-Muntasır῾ın kudretli kumandanlarından Emirü῾l-Cuyûş Bedrü῾l-Cemâlî tarafından yaptırılan El-Cuyûşî Camii (m. 1085) mihrabında bulunan tezyini kufi yanında mihrap içerisinde mevcut celî sülüs yazı önemli eserlerdendir. Fatımî eserlerinden incelenen tüm yazıların zeminlerinde tezyinat bulunmaktadır.15
Karahanlılar döneminde tezyini kûfî ve mâkilî ile birlikte celî sülüs tezyinatlı olarak kullanılmıştır. Bu dönemde Namazgah Camii yazıları makılî, Özkent Celâleddin Hüseyin Türbesi portali tezyinî kûfî, Muhammed b. Nasr Türbesi῾nde ise tezyinî celî sülüs örnekleri yer almaktadır. Buradaki celî sülüs yazı yalın olarak değil tezyinatla birlikte kullanılmıştır.
Gazneliler döneminde de mimarî eserlerde tezyinî kûfî kullanılmıştır. Aslan Câzib Türbesi kubbe kasnağı ve pencere üstleri tuğladan yapılan parçalarla tezyinî kûfîye rastlanır.
Dipnotlar
- Çetin, İKMHS, 21-22.
- Çetin, İKMHS, 24.
- Ali ALPARSLAN, ibn Mukle῾nin İslâm Yazısına Hizmeti, ‴Tarih Boyunca
Paleografya ve Diplomatik Semineri 30 Nisan/2 Mayıs 1986 Bildirileri‴,
İstanbul, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, 1986, s. 11.
- Adolf GROHMANN, Arabische Palâographie (I. Teil), Wien, 1967, s. 16; Issam
el-Said and Ayşe Parman, Geometric Concepts in Islamıc Art, World of
Ä°slam Festival Puplishing Company Ltd. London, 1976, s. 131; Alparslan,
İslâm Tarihi, XIV, 463.
- Müneccid, a. g. e., 81.
- Çetin, İKMHS, 24; bkz. Mustakimzâde Süleyman Sa῾deddin Efendi, Tuhfe-i
Hattâtîn, İstanbul, Türk Tarih Encümeni Külliyatı, İstanbul, 1928, s. 331-
332; Habib Efendi, Hat ve Hattâtân, İstanbul, 1305, s. 44-48, (45-48. sayfalar
arasında ibn Bevvab῾ın yazdığı hat ve kalem hakkındaki kasîdesi ‴Kasîde-
i râiyye-i İbn Bevvâb maa Şerh‴ mevcuttur.); A. Süheyl ÜNVER, Hattat ALİ
BİN HİLAL Hayatı ve Yazıları, İstanbul, Yeni Laboratuvar Yayınları῾ndan
1958, s. 5.
- Çetin, İKMHS, 26.
- Selahaddin el-MÜNECCİD, Yakut el-Musta῾simî, Beyrut, Daru῾l-Kitâbi῾l-Cedîd,
1985, s. 17; Çetin, İKMHS, 27.
- Mustakimzâde, Tuhfe-i Hattâtîn, 575; Çetin, İKMHS, 27.
- Alparslan, İslâm Tarihi, 464.
- el-Müneccid, Yakut el-Musta῾simî, 28; Nihad M. ÇETİN, ‴Yâkût Musta῾simî,
Ä°A, XIII, 354; a. mlf., Ä°KMHS, 27.
- Çetin, a. g. e., 27.
- Mustakimzâde, 575.
- Muhittin SERİN, Hattat Şeyh Hamdullah, Hayatı, Talebeleri, Eserleri, İstanbul,
Kubbealtı Akademisi Kültür ve San῾at Vakfı, 1992, s.14.
- Bu konudaki örnekler için bkz. Suut Kemal YETKİN, İslâm Sanatı Tarihi, Ankara, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Türk ve İslâm Sanatları Tarihi Enstitüsü Yayımları: 2, 1954, Levha, 67-82.
Kaynak: Hat Sanatı, Tarih Malzeme ve Örnekler, Dr. Süleyman Berk, İSMEK Yayını
|