Ä°bnülemin Mahmut Kemal Ä°nal῾ın 50. ölüm yıldönümü münasebetiyle 8 Aralık 2007 Cumartesi günü Bilim Sanat Vakfı῾nda "BÄ°LMEK İÇİN OKUMAK" adlı bir panel düzenlendi. Oturum baÅŸkanlığını Prof.Dr. Mahmut Kaya῾nın üstlendiÄŸi panelde Prof.Dr. Ali Birinci, Prof.Dr.Mustafa Kara ve Prof.Dr. Ömer Faruk Akün῾den Ä°bnülemin῾i dinledik.Â
İbnülemin Mahmut Kemal İnal kimdir?
Yakın tarihimizin renkli şahsiyetlerinden İbnülemin Mahmut Kemal İnal, 1870 yılında İstanbul῾da doğdu. Babası, Yusuf Kâmil Paşa῾nın mühürdarı Mehmet Emin Paşa, annesi Emine Nergis Hanım῾dır. Şehzâde Rüşdiyesi῾ni bitirdikten sonra bir süre Mülkiye ve Hukuk mekteplerine devam etti; fakat rahatsızlığı dolayısıyla bu okulları bitiremeden ayrıldı. Bir yanda medrese derslerine diğer yanda özel hocalara devam ederek kendini mükemmel bir şekilde yetiştirdi. Özel hocalarından biri de Mehmet Âkif῾in babası Temiz Tahir Efendi῾dir.
Sultan Abdülhamid῾in hal῾inden sonra, resmi jurnalleri tetkik etmek için oluşturulan komisyona seçildi ve Yıldız evrakının tasnifinde önemli bir rol oynadı. 1922῾de Dîvân-ı Hümâyun Beylikçiliği῾ne yükseldi. 1923῾de Tarih-i Osmanî Encümeni âzalığına seçildi. Kurucularından olduğu Evkâf-ı İslâmiye Müzesi (Türk İslâm Eserleri Müzesi) müdürlüğüne getirildi ve 1935 yılında buradan emekli oldu. 1934῾de Londra῾da gerçekleştirilen Milletlerarası Antropoloji ve Etnoloji Kongresi῾ne ve 1938῾de Kopenhag῾da toplanan kongreye üye seçildi.
İbnülemin Mahmud Kemal Bey῾in Mercan῾daki konağı bir ilim ve kültür akademisiydi. Her Pazartesi akşamı burada tadına doyum olmayan sohbetler yapılıyor, mûsikî fasılları icra ediliyordu. Bu toplantılar üstadın vefatına kadar devam etti. Mercan῾daki İbnülemin konağının müdavimleri arasında Yahya Kemal Beyatlı, Faruk Nafiz Çamlıbel, Yusuf Ziya Ortaç, Prof. Kâzım İsmail Gürkan, Prof. Mükrimin Halil Yınanç, eski Milli Eğitim bakanlarından Hasan Âli Yücel, Hakkı Tarık Us, eski başbakanlardan Şemsettin Günaltay, Dr. Alaeddin Yavaşça, Dr. Nevzat Atlığ, Tanbûrî Necdet Yaşar gibi ünlü isimler de bulunuyordu.
İbnülemin Mahmud Kemal Bey zengin bir hazine olan kütüphanesini 1953 yılında İstanbul Üniversitesi῾ne bağışladı. Son Sadrazamlar, Son Şairler ve Son Hattatlar başta olmak üzere birçok eser kaleme alan İbnülemin Mahmud Kemal Bey 24 Mayıs 1957῾de vefat etti. Merkezefendi Mezarlığı῾na defnedildi.
Panelden izlenimler
Prof. Dr. Ali Birinci: ‴Eline aldığı kalemi hiç bırakmamış yarım asır günlük yazmış bir insandır Ä°bnulemin…"
Biyografi bilgisi insanın bulunduğu cemiyetle bütünleşmesi açısından mühimdir. Biyografi bilgisi son zamanlarda gereksiz bir bilgi haline geldi. İbnülemin 1970῾li yıllarda kitap icraatı Türkiye῾nin toplam kitap icraatı kadardı.
Mesela İnkılap Tarihi kitaplarında bir sürü isim mevcuttur. Ama kimin kim olduğu belli değildir. Birçok kitapta önemli kişilerin sadece isimleri yazılır, geçer. Onun hakkında hiçbir not düşülmez genelde.
 İbnülemin çocuk yaşta bilgi toplamaya başlamış, araştırdığı kişiyle birebir irtibata geçmiş, eğer ulaşamıyorsa onu çok yakından tanıyanlardan bilgi toplamıştır, araştırmasını gerçekleştirmiştir. Mesela arşivlerde kişi hakkında resmi bilgiler vardır. İbnülemin ise kişinin aile yapısını, görüşlerini de aktarır. Daha derin bir bilgi sunar.
İbnülemin herkesin hürriyet diye titrediği bir zamanda hürriyet hakkında daha ulvi, engin açılımlarda bulunmuştur. Abdülhamit Han hakkında yazdıkları hakşinastır. Kendisi uyguladığı tarih metodu, hakşinaslığı ile dikkati celbetmektedir.
‴Ehli hünerin kadrini bilmek de hünerdir. Yine erbab-ı bilir ehl-i hünerin kadrini‴ Ki kadri bilenler çok azalmıştır. İbnülemin 50 sene önce vefat etmiştir ve hakkında yazılan yazılar bile kitaplaşmış değildir.
Prof.Dr. Mustafa Kara: İbnüleminin Tasavvuf anlayışı ve dervişliği üzerine Üstadın ‴Son Asır Türk Şairleri‴ kitabından sık sık alıntılarda bulundu.
Prof.Dr. Ömer Faruk Akün: ‴ İbnülemin tarihçiliği, biyografi uzmanlığı anlamında çok yönlüdür.‴
Zamana karşı unutulmaya karşı mücadele ve mücahede göstermek İbnülemin῾in en önemli özelliğidir. 5-6 yaşlarında devrin büyük sadrazamlarından Yusuf Kamil Paşa῾nın eşi Zeynep Kamil῾in konağında yaşamış, çoğunlukla orada vaktini geçirmiştir. Babası Mühürdar Mehmet Emin Paşa῾nın konağı kültür ocağı durumunda idi. İbnülemin o küçük yaşlarda büyük şahsiyetlerin yanında yetişmiştir. Çok meraklı, mükemmeliyetçi ve biraz da asabi bir yapıya sahiptir. Gençlik yıllarında biyografi ehemmiyeti anlaşılmaya başlamış, yaygınlaşmıştır. O devrin edebiyat ve fikir gazetelerinde hazırladığı yazılar yayınlanmıştır. İbnülemin şahsiyetler tarihimize dair mühim eserler yazdı. Bizatihi tanıdığı birçok sadrazamın da isminin geçtiği ‴Son Sadrazamlar‴ adlı 14 kitaplık eseri yazmıştır.
Dursun Gürlek῾in Kubbealtı Neşriyatı῾ndan çıkan Ayaklı Kütüphaneler eserinden İbnülemin῾le ilgili bir alıntı:
Tarih, edebiyat ve musiki toplantılarının uzun yıllar devam ettiği Emin Paşa konağına son günlerde gidip gelen eski valilerinden ve belediye başkanlarından meşhur doktor Ord. Prof. Fahrettin Kerim Gökay hatıralarını anlatırken ‴Son Sadrazamlar‴la ilgili olarak şunları söylemişti:
‴Valiliğim sırasında bir gün Celal Bayar, Adnan Menderes ve bazı bakanlar İstanbul῾a geldiler. Efendi hazretlerini buraya getir de kendisiyle bir de yüz yüze görüşelim, diye haber gönderdiler. Derhal Mahmud Kemal Bey῾e gittim ve durumu arzettim. Sinirli ve öfkeli bir tavırla, ‴ben o heriflerin ayağına gitmem‴ dedi. Israr ettim; yalvardım, yakardım. Sonunda ikna ettim. Bin naz ile ve söylene söylene Florya deniz köşküne götürdüm. Yenilip içildikten sonra sohbet faslı başladı. Bir ara Celal Bayar, Mahmut Kemal Bey῾e hitaben şöyle dedi:
-Efendi hazretleri! Son sadrazamlar adındaki eserinizi okudum. Hakikaten güzel yazmışsınız. Lakin hep Osmanlı döneminin sadrazamlarını, devlet adamlarını anlatıyorsunuz. Bir eser daha kaleme alsanız, orada da cumhuriyet devri başvekillerini, cumhurbaşkanlarını tanıtsanız acaba nasıl olur?
İbnülemin Mahmut Kemal Bey, karşısındakinin cumhurbaşkanı olduğunu düşünmeye bile gerek görmeden ‴kim o herifler?‴ diye sorar ve konuşmasına şöyle devam eder:
-Ben son sadrazamları yazarken öyle rastgele hareket etmedim. Hepsini yakından tanıdım. Kimisinin hizmetinde bizzat bulundum, kimisiyle birlikte görev yaptım. Merhum babam Mehmet Emin paşa sayesinde bir çoğunun aile mahremiyetine kadar sokuldum. Meziyetlerine, kusurlarına, bir aile ocağı samimiyeti içinde şahit oldum. Onlarla düştüm onlarla kalktım. Halbuki yenileri tanımıyorum. Zaten yazılacak yönlerinin bulunduğuna da inanmıyorum.
Hem eskiden bir adam sadaret makamının çıkacağı zaman belli bir kademeden geçer, belli bir merhale kat ederdi. Mesela önce vali olur, sonra nâzır (bakan) olur, derken sadrazamlığa kadar yükselirdi. Şimdi öyle mi? Ne idiğü belirsiz bir adam, beklemedik bir anda milletin başına geçiyor. Sonra o nevzuhur (yeni çıkma) şahıs, âlimi, ulemayı ayağına çağırıyor.‴
"Semere-i hayat hayırla yâd edilmektir." ( İbnülemin Mahmut Kemal İnal)
Yazan: Hatice Algın, Dosya, Kurtuba Dergisi 18.
Yorum: Ayşegül Tulû
Bir ömür kalemiyle hizmet etmiÅŸ bu nadide insanı bir kez daha anmaya vesile olduÄŸunuz için teÅŸekkürler…
Özellikle Ömer Faruk Akün hoş uslübuyla İbnül Emin῾in çok yönlülüğüne değindi. Asıl amacı zaman içinde unutulmaya karşı mücadele ve mücahede olan İbnül Emin hayatının her safhasını not almış ve kayda geçirmiştir. Gençliğinden itibaren hal tasvir edip, tarihimize maolmuş kişilerle bizzat görüşmüş, yoldan geçerken dahi önemli şahsiyetlerden not istermiş. Onları yalnız medhetmekle kalmaz, taşlamada da bulunurmuş. Mehmet Akif῾le yıldızı bir türlü barışmamış; lakin nedeni tam olarak bilinmiyor..
İbnül Emin῾in rıkası vardır. Babıalide eski harf usulü bırakılmış olsa da o uslûbu devam ettirmiştir. Ayrıca günün dilini değil, eski lehçe kullanmıştır. Başkalarının erişemeyeceği bilgilere erişmiş ve bilgilerini hiçbir zaman saklamamıştır.
DeÄŸiÅŸik yönlerine de dikkat çeken Ö.Faruk Akün; yaz-kış palto giydiÄŸini, doÄŸum tarihini gizlediÄŸini ve beyazıt camisinde her vakit imamın arkasında saf tutuÄŸunu da paylaÅŸtı…
Ruhu şâd, mekânı Firdevs Cenneti olsun…
Kaynak: www.kurtubadergisi.com/dergi/?p=218, İbnülemin Mahmut Kemal İnal, 14 Aralık 2007.